Kişisel gelişim alıştırmaları içinde Travmalardan Kurtulmak ile ilgili alıştırma sizin yaşam kalitenizi arttırmada en önemli yardımcılarınızdan biri olabilir.

Travmalardan Kurtulmak – ALIŞTIRMA 1

Şimdi bir kez daha güneye dönün. Kendime anlattığım hikaye:

Bu yönün gölge yanları, kendimizi sabote etme şekillerimizin hepsidir. Kendimize anlattığımız değersizlik ve sevgisizlik hikayeleri, vazgeçemediğimiz bağımlıl ıklar, içimizdeki şeytanlar, yaşamımıza kötülükleri getiren ve bil inçdışımızdaki tepkilere sebep olan travmalar. Bu travmalar genelde geçirdiğimiz kötü çocukluk ve ergenlik . deneyimleri sonucunda oluşur ve yaşantımıza sefalet ve mutsuzluk getirir. Bu hatıraların etkilerini silmek, kişisel tarihimizi silmek için bilincimize ve içimizdeki benliğimize ışık tutmadığımız süreçe bu travmalar fiziksel hastalıklara bile sebep olabilirler.

  • Bu kez sormamız gereken soru: “Kişisel mitolojilerim neler? Kim oldu­ ğuma dair kendime anlattığım hikayeler neler? Neleri deneyimlemek için kendime müsaade ediyorum?”

Bu soruyu cevaplamak için aşağıdaki sorular üzerinde düşünebilirsiniz:

    1. Hangi çocukluk travmaları hala yaşamımda etkisini sürdürüyor?
    2. Çocukken nelerden korkmam gerektiği öğretildi?
    3. Ailem ve öğretmenlerim yaşamda ne olmamı, ne yapmamı (ya da ne olmamamı ve ne yapmamamı) istiyorlar?
    4. Hangi kızgınlıklara ve kırgınlıklara hala tutunuyorum?
    5. Kimden (neden ve nerede) hala kabul görmeyi bekliyorum?
    6. Kendimi iyi hissetmem için ne gibi şeylerin olması gerekli?
    7. Ergenlik yıllarım nasıldı? O yıllarda yaşadığım drama neydi?
  • Daha önceden kişilik tipleri ve kişisel mitoloji üzerine yaptığımız al ış­ tırmaya geri dönün ve kendinize anlattığınız temel hikayelerin listesini yapın.
  • Birden ona kadar puanladığınızda, öz güveniniz ve öz değerinizin puanı kaç olur?
  • Birden ona kadar puanladığınızda, günlük yaşamdaki durumlar karşısında duygusal korkunuzun seviyesi kaç olur?

Travmalardan Kurtulmak – Güneybahya dönün. Dileyin ve ümit edin . .. ve haklı olun:

Güneybatı yönü dileklerimizle, ümit ettiğimiz şeylerle, bu yaşamda ger­ çekleştirmek istediklerimizle ve de dünyanın hayallerimizi bize geri yansıtmasıyla alakalıdır. Başka bir deyişle, dünya’hın bize karşı lık vermesidir. Örneğin, bir insan “Aaa bu bana hep oluyor, etrafta uçuşan iğrenç bir şey varsa hep benim başımın üzerine düşüyor,” diyorsa veya günlerden bir gün “yatağın sağ tarafından” kalktıysanız ve o gün iyi bir günse, yaşam da size aynen bunları yansıtır ve her şey tıkırında gider. Başka bir gün yatağın sol tarafından kalkarsınız ve her şey ters gider, ulaşılmaz olur, yanlıştır, zordur. Buradaki esas nokta, yatağın hangi tarafından kalktığınızla alakalı olan inanışınızın günlük yaşantınızı etkilemesidir.

  • Hayal etmenin gücünü bilen kişilerin sözlerinden bazı alıntılar:
  • “Düşündüğümüz şey oluruz. Her şey düşünceyle başlar.” (Buda)
  • “Bir insanın yaşamı onun düşünceleriyle şekillenir.” (Marcus Aurelius)
  • “Bir insan, kalbinde ne varsa odur.” (Deyimler 23 .7)
  • “Düşündüğünüz şey olursunuz.” (Ecri Nightingale)
  • “Neye inanıyorsanız, o gerçek olur.” ( İsa)
  • “Dünyayı düşüncelerimizle yaratıyoruz.” (Buda)
  • “Her hareketin atası bir düşüncedir.” (Emerson)
  • “Başarabileceğinizi de düşünseniz, başaramayacağınızı da düşünseniz hakl ısınız.” (Harrison Ford)

Bir düşünce ekin, bir hareket elde edin
Bir hareket ekin, bir al ışkanlık elde edin
Bir alışkanlık ekin, bir karakter elde edin
Bir karakter ekin, bir kader elde edin. (Eski Bir Çin Atasözü)

Şu şekilde düşünün: Bilinçli ya da değil, bizler sürekli rüya görüyoruz. Bu bakış açısıyla, şu anki yaşantımız bugüne dek gördüğümüz rüyaların sonucudur. Yaşamınızda sevmediğiniz şeyler varsa, bunları hayallerinizle gerçeğe dönüştürdüğünüzü unutmamanız gerekir.

Üzerinde Düşünülmesi Gereken Sorular:

  • Yaşantınız size yaşamınız hakkında neler yansıtıyor? Neyin işe yardığı ve neyin işe yaramadığı hakkında size ne gösteriyor? Olaylar karşısında hem açıkça sergilediğiniz ve hem de içinizde oluşan tutumunuza bakın. Size yardımcı olacak bazı sorular:
    1. Sizin için kabul edilemez olan şeyler nelerdir? Neleri yapmaktan gerçekten korkarsınız?
    2. Hangi insanlardan ve durumlardan uzak durmaya çalışırsınız?
    3. Kabuslarınız veya kötü rüyalarınız var mıdır?
    4. Kesinlikle emin olduğunuz şeyler nelerdir?
    5. Başkaların onaylamamasından korktuğunuz için kendinizi yapmaktan alıkoyduğunuz şeyler nelerdir?
  • Neler bulduğunuzu yazın.

Travmalardan Kurtulmak – Şimdi Batıya dönün. Yıkılmış Hayaller:

Batı -bu defalık- yıkılmış hayallerin, pişmanlıkların, “keşke”lerin ve bunları yapmaktan sizi alıkoyan, hayallerinizi gerçekleştirmenize engel olan kişileri suçlamanın yeridir. Kendinizi “keşke” hissine uyarlayın, pişmanlık ve suçlama duygularına yönelin ve neler olduğuna bakın. Belki gözünüzden biraz yaş gelir, bu gayet normaldir ve iyidir; belki de kırgınlıklarınız tekrar aklınıza gelir, bazıları acıtır, can yakar. Bu duyguların ve hislerin hepsi, sıkıştırdığınız ve serbest bırakabileceğiniz yaşam gücünüzdür. Fiziksel bir yarayı iyileştirir gibi önce yarayı temizlemek gerekir ki iyileş­ me gerçekleşebilsin.

  • Kendinize sorabileceğiniz faydalı sorular:
    1. Yaşamım için kimi ve hangi olayları suçluyorum?
    2. Kendimi güvende hissetmek için kime ve neye tutunuyorum?
    3. En çok neyi değiştirmekten korkuyorum? Neye tutunuyorum?
    4. Ekonomik açıdan beni sınırlayan nedir?
    5. Fiziksel ve ruhsal sağlığım ne kadar iyi durumda?
    6. Ailem hangi konularda başarılı olmam gerektiğini ve hangi konularda başarısız olmaya mahkum olduğumu söyledi?
  • Neleri artık bırakmaya hazır olduğunuzun listesini yapı n. Bırakılabilecek yıkılmış hayaller, artık etkisini ve anlamını yitirmiş kızgınlıklar vb. Bahçeden topladığınız doğal nesnelerle ya da kağıt ve boya kalemleriyle bu duyguları temsil eden bir cisim yapabilirsiniz veya sadece yazılı bir liste sizin için yeterli olabilir. Hangisi size daha uygun geliyorsa, sizin için doğru olan odur.

Travmalardan Kurtulmak – Şimdi Kuzeybatıya dönün. Kendini haklı çıkartmak:

Bu yön, evrenin büyük adaleti ve dolayısıyla karmanın yaşamlarımız üzerindeki etkisi hakkındadır. Kişinin kendi karmasını kabul etmesi, öğrenmesi gereken dersleri ve yaşamın getirdiklerini de kabul etmesi demektir. Karma, hareketlerimizin ve davranışlarımızın sonuçlarının bize geri dönmesidir. Eylemlerinizin sonuçları olur ancak burada sorulması gereken soru, istediğinizin bu sonuçlar olup olmadığıdır.

Kuzeybatı, kuralları temsil eder ve robotsu benlik kurallara bayı lır. Geçmiş deneyimlerinize dayanarak kendinize bazı kurallar koyup kendinizi mi sınırlandırıyorsunuz yoksa yaratıcı bir şekilde oluşturduğunuz yeni kurallarla bugünkü yaşamınızı mı destekliyorsunuz? Negatif kurallar; kendi kendimize koyduğumuz ve yaratıcılığımızı, haklarımızı ve cinsel tercihimizi bağladığımız, sınırladığımız ve böylece, eski acı oyunlarını oynamaya ve kendimizi reddettiğimiz inanışları kabul ettiğimiz kurallardır.

  • Kendinize sorabileceğiniz faydalı sorular:
    1. Neleri yapmalı ve yapmamalıyım?
    2. Yukarıdaki kurallara uymazsam başıma gelmesinden en çok korktuğum şey nedir?
    3. Kendi sınırlanmamdan sorumlu olan nedir/kimdir?
    4. Hiçbir şart altında, durum her ne olursa olsun asla yapmayacak olduğum şey nedir?
  • Kendinize koyduğunuz kurallara ve kanunlara bakın. Neleri yapmak ve neleri yapmamak için kendinize izin veriyorsunuz? Özellikle yaşamınızdaki “kutsal ineklere” bakın. Mitolojiniz doğrultusunda (güney) yaşadığınızda yaşantınızdan neleri çıkartmanız gerekiyor ki bu hikayeler devam edebilsin? Yaralı olma hissi, yaşamınızdaki bazı şeylerle ilgilenmiyorsunuz demektir. Bakın bakalım, bu ilgilenmediğiniz alanları bulabilecek misiniz?

Travmalardan Kurtulmak – Şimdi Kuzeye dönün. Palavra mı Bilgi mi?

Kuzey; zihindir, rüzgardır, günlük yaşamımızdaki yetişkin yanımızdır. Kuzeyi daha önce ziyaret edip bugünkü yaşamımızın nasıl olduğunu sormuştuk ancak bu kez inanç sistemlerimize, nasıl düşünmemiz gerektiğini bize söyleyen programlara bakmamız gerekiyor. Bunu “İzin Verilen Düşünce Kural ve Kanunları” olarak da adlandırabiliriz. Bu, şartlanmanın beyin yıkamaya en yakın olduğu zamandır Çünkü bu olayı düşünmek için kullandığımız zihin ile şartlanma işleminden geçerek kendi doğasına ihanet etmeyi ve toplum tarafından kabul edilebilir, evcilleşmiş bir yetişkin olmayı öğrenen zihin aynıdır.

  • Dönüşte kültür şoku yaşayacak kadar uzun süreli yurtdışı seyahatleri yaptıysanız, tekrar içine girmeden önce kültürünüzün size nasıl göründüğünün ve sizi nasıl hissettirdiğinin bir listesini yapın.
  • Nasıl bir insan olduğunuza dair inançlarınızı bir gözden geçirin. Büyük ihtimalle listenizde epey iyi özellik bulacaksınız. Amaç bu değil, amaç; nasıl bir insan olmayı öğrendiğinizi görebilmek. Kendinizi bilmenin yolu neye programlanmış olduğunuzu bilmekle ve anlamakla başlar. Bu, kendinizle ilgili hareket noktanızdır.
  • Kendinize sorabileceğiniz faydalı sorular:
    1. Gizliden gizliye kimden veya neden intikam almak istiyorum?
    2. Ne zaman ve hangi durumlarda espri anlayışımı kaybediyorum?
    3. Odağımı ve amacımdaki netliği kaybetmeme neden olan şey nedir?
    4. Hangi konularda yeniliklere kapalıyım ve nelere bağımlıyım?
    5. İnsanlar … dır. Yaşam … dır. Sabit fikirlerim nelerdir?
    6. Kabul görmek için ne yapıyorum ya da neleri manipüle ediyorum?

Travmalardan Kurtulmak –  Şimdi Kuzeydoğuya dönün. Seçim:

Kuzeydoğu; seçimin, tasarımın ve koreografi enerpsının yeridir. Seçimlerinizi, geçmişinizdeki acılara ve travmalara ya da geleceğiniz hakkındaki Fantezilere dayanarak mı yapıyorsunuz? Yoksa kendi iyiliğiniz ve mutluluğunuz için seçimlerinizi şimdi bulunduğunuz noktadan hareketle bağımsız olarak yapabiliyor musunuz? Ne kadar sıklıkta rahatlık içerisinde, minimum çaba sarf edip maksimum sonuçlar alarak yaşıyorsunuz? Ya da bir şeyi yapabilmek için deliler !:jibi çaba sarf etmeniz mi gerekiyor? Kendi yaşamınızdaki durumların ne kadar başka insanların merhametine kaldığını düşünüyorsunuz? Kendinizin ve kendi yaşamınızın sorumluluğunu ne kadar al ıyorsunuz?

  • Seçimlerinizi ne şekilde yaptığınıza bakın. Seçim -kuzeydoğu- zihin (kuzey) ile ruh (doğu) arasındadır. Kararlarınızı ancak ikna olduktan sonra mı veriyorsunuz? Yoksa ruhunuza bakıp orada neyin hareket ettiğine de bakıyor musunuz? Seçimlerinizi aydınlatması için ilham gelmesini mi bekliyorsunuz?
  • Kendinize sormanız gereken daha fazla soru:
  1. Geçmişteki acı ve travmaları tekrar yaşamamak için hangi kararları vermeye daha eğilimliyim?
  2. Gelecek fantezilerine dayalı olarak hangi seçimleri yapmaya eğilimliyim?
  3. Hangi konularda fanatik davranıp sorgulamadan ne yapılması ya da yapılmaması gerektiğine dair kararlar veriyorum?
  4. Ne zaman ve nasıl kendi rızam olmadan başkalarının zorlamasıyla hareket ediyorum?
  5. Hangi durumlarda çok az bir kazanç için çok fazla çaba sarf ediyorum?

Travmalardan Kurtulmak – Şimdi Doğuya dönün. Farlcındalılc noldası:

Bu yön, ektiğimizi biçmekle alakalıdır. Bizi, mitolojimizi nasıl yaratmayı seçtiğimiz, nasıl hayal kurmayı ve yaşamımıza nasıl yön vermeyi seç­ tiğimiz farkındalık noktasına getirir. Çemberin etrafında o ana kadar olmuş olanlarla hesaplaşma zamanının geldiği yerdir doğu. Ya ektiğimizi aydınlanma, kendi üzerimizde daha fazla güç sahibi olma ve daha kaliteli bir yaşam şeklinde biçeriz ya da yanılsama, karışıklık ve acı olarak. Gelin, çemberin etrafında tersten hızlı bir şekilde dönelim ve bunun ne şekilde gerçekleştiğini görelim:

Gölge çemberi, insanın korku içindeyken yapı lmış seçimler (kuzeydo­ ğu) sonucunda, zihinsel zırvalar ve gerçekle yüz yüze gelmekten kaçarak (kuzey) kendini kısıtlayan kurallarıyla (güneybatı), kendini kötüleyen hayalleriyle (güneybatı) ve “zavallı ben” mitolojisiyle (güney) belirli bir (sahte) güven içerisinde yanılsama ve karışıklık (doğu) biçtiği anlamına gelir. Hesaplaşma ise, “Kendimle yüzleşmek istemiyorum, yaşamımın sorumluluğunu alıp bunun sonuçlarıyla uğraşmak islemiyorum,” kısmıdır.

Şimdi, doğuya bakarak yaşamınızda neyi biçliğinizi kendinize sorun. Kendi istediğiniz hayallerinizi ne kadar gerçekleştiriyorsunuz ve istemediklerinizi ne kadar gerçekleştiriyorsunuz? Dışarıya karşı davranışlarınız ile içinizdeki hayallerinizin ne kadarının otomatik, etki-tepkiye dayalı mekanizmalar ve belirli şartlanmaların sonuçları olduğuna bakın.

  • Kendinize şu soruları sorun;
    1. İçimde ümitsizlik hissini uyandıran şeyler nelerdir?
    2. Bu yönlerim hala din tarafından mı kontrol ediliyor?
    3. Ne zaman ve kime karşı yaşamımı olduğundan daha iyiymiş gibi göstermek ihtiyacı duyuyorum veya başka bir deyişle, kendime ve başkalarına yalan söylüyorum?
    4. Ne zaman yaşamımı başkaları için yaşıyorum?
    5. Ne zaman ve nasıl kendimi çok fazla zorluyorum?
    6. Yaşamımı bu şekilde yaşayarak ne elde ediyorum?

Travmalardan Kurtulmak – Şimdi Güneydoğuya dönün. Zavallı ben:

Bu son yön; kendimizle, kendimizle alakalı en derin hislerimizle ilgilidir. Gölgemize göre yaşayarak, kendimizi sınırlandırdığımızda ve yaşama karşı kendimizi koruduğumuzda öz değerimiz azalır ve kendimizi içlen içe oldukça kötü hissederiz.

  • Kendinize sorun.
    1. Ne ” zaman yaşamın kurbanı oluyorum? Ne zaman başkalarını yargıl ıyorum?
    2. Ne zaman topluma ayak uydurmak ve kabul görmek adına kendimden vazgeçiyorum?
    3. Yaşam mücadelesinde ne kadar kendimden kaybediyorum?

Son soru ise en basil şekliyle şudur; “Karanlık bir gecede, yalnız ve sessiz olduğunuzda, dışarıdan sizi uyaran herhangi bir ses/hareket olmadı­ ğında, ego desteği ve kendinizi iyi hissettirecek dışsal bir etken olmadı­ ğında kendiniz hakkında en derininizde, içinizde nasıl hissediyorsunuz?”